4 Ekim 2009 Pazar

Halkla ilişkilerde "guguk kuşu" yaklaşımı

TV karşısında zaman geçirme isteği ile ve de aynı zamanda ekran karşısında "kaliteli zaman" geçirme güdümle National Geographic'te izlediğim belgesele inanamamış olmam.

Demek ki, genimizde varmış dedirten bir olay. (Ne kadar ortak gen vardır, yoktur şu anda hiç umurumda değil)

Bir tane kuş var, guguk kuşu. Hem saatin içinden sevimli sevimli çıkıp, zamanı keyifle hatırlatması, hem de aile büyüklerinden birinin bana küçükken söylediği bir tekerlememsi ninni sayesinde kendisiyle ilgili ciddi anlamda pozitif sıfatlar biriktiregelmiştim. (bu hafta, herkes bir şeyler biriktiregelsin, kontrol edicem) Ama ne oldu? National Geographic gözümdeki pembe gözlüğü aldı ve guguk kuşu realitesiyle karşı karşıya kaldım.

Bu guguk hayvanı yumurtası için kendisi bir yuva yapmıyor, hazır yapılmış ve yumurtlanmış bir yuva buluyor, genellikle de kendi yumurtasından daha küçük olan yumurtaların içine kendi yumurtasını yumurtlayıp defolup gidiyor. Ardından da o yuvayı yapmış olan gariban kuşcağız yumurtadan çıkan tüm yavrulara canhıraş yiyecek taşımaya başlıyor ve o ayıya bir türlü yemek yetiştiremiyor, zavallı kadın. Diğerlerinden daha büyük bir kuş olan guguk hayvanı, öteki yavruları ite kaka yuvadan aşağı atıveriyor. Haliyle ölüyor diğer yavrular. Yazık. Çok ciddiyim yazık.

Siz şimdi bunu alın, bir güzel hayatınıza bağlayın. Guguk kuşunun bu yaptıklarıyla ilgili hayatınızda bağlantılar kurabilirsiniz. Ya da, guguk kuşunun tüm bu yaptıklarına rağmen "cici" kuş olabilmesinin ne kadar müthiş bir PR, word-of-mouth, pazarlama ve iletişim stratejisi olabildiğiyle ilgili. Evet, abartmayı seviyorum.

2 yorum:

  1. ahauheuhuahueuuauheuhuahuehuhauuehuehuahuheuheuhauueh
    hayvanlar alemi
    zaten nefret ederdim guguk kuslarından. agacı kakalayan da onlar mıydı?

    YanıtlaSil
  2. ağaçkakan deil mi len o?

    adıyla müsemmasından?

    YanıtlaSil