Burayı zaten takip eden, (ettiğine emin olduğum demiyorum) 5-6 kişi falanız. İyiyiz, ama. Fena değiliz yani, gideriz. Hele biraz içince falan tam kıvama gelen insanlarız. Bundan dolayı, herkese mutlu yıllar dilemem gerekmekte, hakkınızı yiyemem.
Bu yıl; evime artık "yeni evim" demez olmuşum, okulda bir dolu şeyi hayretler içerisinde kalarak öğrenmiş ve hatta bir kısmını da uygulamışım, az alışveriş yapmışım ama çok dışarda yemek yemişim, sağlam içmişim, yıllardır benimle olan saatimin yerine yenisini almışım, zıvanadan çıkma noktasının çok da uzak ihtimaller dahilinde olmadığını görmüşüm, fena okumamışım ama hedefe ulaşamamışım, az tatil yapmışım, çok yorulmuşum, insanlara bazen az, bazen fazla değer vermişim, yerinde değer verdiğim çok az insan olabilmiş, yeni insanlarla tanışmışım bazılarını sevmişim, bazılarını sevmemişim ama bu onların şu anda hayatıma dahil olup olmadıklarını pek de değiştirememiş, çok özlemişim, beklediğimden az yazmışım, evime hırsız girmiş ve her şeyimi alıp siktirip gitmiş-en çok da benim odamı dağıtmış ibne, yılın son 3-4 ayı bombok geçmiş, sağlık sorunlarıyla uğraşmışım, ameliyat olmuşum, h1n1 olmuşum, ağır farenjit olmuşum, annemi hastanelerde beklemişim, yakın bir arkadaşımı ve yakın sayılabilecek başka bir arkadaşımı kan kanseriyle uğraşırken bulmuşum, her an ağrıyla yaşıyor olmayı öğrenmeye başlamışım, 18 tane kadının ve benim bir arada olduğu bir ajansta staj yapmışım, orada bu blog'un yaratılma sürecinde en büyük katkıları olan "R." ve "Pınar" ile karşılaşmışım, onlardan kötü düşünceli olmadan da bu işlerin yapılabileceğini ama bazen kan çıkarmadan işlerin bitmeyeceğini öğrenmişim, onları çok sevmişim ve onların paçasını onların zannettiği kadar kolay bırakmayacağımı kendime özümsetmişim, kendi direktörümden iş paylaştırabilmenin bir meziyet olduğunu ve yöneticilik vasfına sahip olmanın temelini oluşturduğunu ve öyle her revizyonu yaparsak onun altında çalışan kız gibi sadece üst kata mail atan biri haline gelebileceğimi öğrenmişim, yapılan işlerden "logoyu büyütebilir miyiz?" duymaya alışmışım, yeni pofuduk bir yorgan almışım, yakın arkadaşlarımla az görüşebilmişim, az da olsa trene binebilmişim, Bozcaada'ya gidebilmişim, hayatıma okul sayesinde tanıştığım iki tane çok önemli insan girmiş ve onları kendime "life-coach" yapmaya başlamışım, yılın şu son günlerinde içimdeki enerjiyi fark etmişim ve inanamamışım, sonunda temizlik için birini bulabilmişim, ağladığım güldüğümden daha çok olmuş, bol bol kafam karışmış ama kafa karışıklığı iyidir yavrum demişim, yemek yapmayı azaltmışım, İspanya'ya gitmişim ve kafa insanları hayatıma sokmuşum...
Üç nokta da kullandığıma göre, yeni yılı çok bohem ve elit bir içerikle bitirdim. Ama umarım 2010 yılı üç noktayla özetlenecek bir yıl olmaz sevgili M. severler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder