2 Mart 2010 Salı

Olmaz mı?

İki hafta önce çok güzel bir pazar geçirmiştim.

Cumartesi günü Kurtuluş'ta bir arkadaşımda dvd izleme ve erken saatte eve dönme planıyla yola koyulurken hiç kafamda böyle bir pazar yoktu.

Dvd sonrası, ne yapsak-dışarı mı çıksak-evde mi içilse-yemek mi yesek-yeni bir film mi izlesek hezeyanlarından sonra, isteksiz kişilerden oluşan insan güruhunu yanımda bir kişiyle kendi hayatlarıyla başbaşa bırakıp çıktım. Sadece bir bira içmek için KB yollarına koyulduk Alper kişisiyle.

1 bira ve bir mojitodan sonra (Utku, hala buluşup insan zihinlerini kirli emellerimize alet etmiş değiliz, time is ticking!) bir anda reklam dünyasının pırıltılı kişiliklerini aramak ve buralarda mısınız deme kararı aldım. R. ve pınar tabii ki oradaydılar ve hemen Asmalımescit'e akıldı. Partilendi, içildi, dans edildi, saçmalandı, gülündü, yine içildi, çok içildi... Ardından takatsiz ve edeleli vücudumu onların evlerinde dinlenmeye alma kararı aldım. Bu esnada oturan göbek ve manita of pinar ile de tanışma ve kaynaşma fırsatını elde ettim.

Dedikodu yapıldı, anlatıldı, yaşananların üstünden geçildi. Ama hiç kimse kasılmadı, aktı gitti. Böylesini umardım, ama bu kadarını değil açıkçası. Süper bir uyku ve müthiş bir kahvaltının ardından Gümüşsuyu taraflarından Eminönü'ne çiçek (ve tabii ki sülük) bakmaya gittik. Sonra da Gülhane parkına. Oradan da ayrıldık, evlere gidildi.

Öldüğüm zaman göreceğim film şeridinde spontan gelişebilen güzel günlerimi ve o insanları görmeyi talep ediyorum.

Olmaz mı?


2 yorum:

  1. :))
    duygulandim.
    bok var her seye bu aralar duygulaniyorum.
    hayret bişi. :)

    YanıtlaSil